Kayıtlar

cennet

kıyamet, kelime anlamıyla her şeyin sonu demek. ölüm, insanın küçük kıyameti. tüm insanlığın ölümü ise kıyametin ta kendisi. her kıyamet ise kendi içinde bir şeyin başlangıcı aslında. insan ölür, yeni bir ruhani hayata başlar. tüm insanlık öldüğünde ise bir hesaplaşma süreciyle yeni bir hayat başlar.  kıyameti ölüm ve son olarak düşündüğümüzde ise tersini insanın doğumu olarak düşünebiliriz. her şeyin başlangıcı olarak. doğum da kıymet gibi hem insanın kendisinde hem insanlığın kendisinde mevcuttur. ancak her insan için doğmak aynı şeyi ifade etmez, küçük kıyametimiz olan ölüm gibi değildir.  diğer insanları bilmiyorum ama benim doğumum yani küçük doğumum, yeniden doğumum senin benim elimi tuttuğun o andı. o gün, o elin elime değmesi benim 24 yıl sonra yeniden doğmama neden oldu. o yeniden doğuş ise benim cennetimdi. birden tüm cennet vaatleri gerçekleşmiş gibiydi. ve insan o anda cennetinden olmak, onu kaybetmek istemediğini anlıyor. ona sahip çıkmak, korumak ve onunla birlikte yaşama

eskisi gibi

Resim
 hayat çoğu insan için inişleri çıkışları olan bir sınav. her inişin muhakkak bir çıkışı var. kimileri için bu hayatın sonuyken kimisi için bu çıkış yepyeni bir başlangıç. önemli olan bu çıkışta yepyeni başlangıçları bulabilmekte. daha da önemlisi bu çıkışı devam ettirmekte ya da en azından bir düzlüğe koyup o düzlükte yaşayabilmekte. şu an belki inebileceğimiz son noktadayız. hatalarla dolu bu sürüncemede tek taraflı bir gayretle olmayacak bu çıkışa, senin omuzlarındaki yükü hafifletmek ve hayat arkadaşın olarak destek olmak en büyük arzum.  hayat, çok büyük bir sınav. biz istemesek de önümüze bu sınavlar çıkıyor. fakat aynı hayat, yapmış olduğumuz hataları bir ders niteliğinde önümüze de seriyor. ki bu sayede bir sonraki sınavdan tam not alabilelim. bir nevi inişi sonlandırmamız için bize yol gösteriyor.  yapmış olduğum hataların ne noktaya geldiğinin farkında olarak, bir sonraki sınav için kağıdı kalemi elime aldım ve tam puan almak için hazırda bekliyorum. hatalarımı gördüm, dersim

başlıksız bir yazı

 bu yazıya başlarken iki şeyi önden söylemek istiyorum. birincisi: ben birbirimizi daha iyi tanımamız gerektiğine inanmıyorum. bence biz birbirimizi çok iyi tanıyor ve tamamlıyoruz. sadece durumları değerlendirirken o anki koşulları daha iyi değerlendirmeliyiz. ikincisi: bu yazıya bir başlık bulamadım. seninle tanıştığım gün pek yok aklımda. yarım yamalak, o da anlatılanlardan canlanıyor gözümde hasbelkader. sonrasıyla ilgili zaten birçok şeyi konuştuk. senin benim ne kadar çalışkan biri olduğumu düşünmen, benim senin ne kadar enerjisi ve pozitifliği yüksek birisi olduğunu düşünmemle devam etti sonrası. sonra seninle ilgili aklımda kalan anlar: yanağındaki sivilcenin patlaması, ellerinin çatlaması falan. seninle sık sık konuşmasak da uzun olan konuşmalarımız. dedim ya, sen benim hep kıymetlimmişsin meğer. hiçbir zaman hakkında ne kötü düşünmüşüm, ne de kötü konuşmuşum. ve tabii ne de kötü bakmışım. hep "maşallah", "allah nazarlardan saklasın" demişim. tabii belki de

odak

Bu yazi 03.04.2022 tarihinde Melike Sude'ye ithafen yazilmistir. bazen karsimdakinin ne soylediginden, ne yaptigindan cok benim ne soyleyecegime ne yaptigima odaklaniyorum. bu da ister istemez bazi guzellikleri kacirmama sebep oluyor. ve fakat odagim cogunlukla bir guzellige takilip kaliyor. bu sefer de benim ne soyleyecegim konusunda bir odagim kalmiyor. karsimda ince kasli, kaz ayakli, guldugunde dudaginin iki tarafinda da parantez acilan her ne kadar o sevmese de kendine has o guzel burnu ile bir kiz varken odagimda baska hicbir sey olmuyor. kusura bakma. ne dedigini, ne anlatmak istedigini hatta ne hissedip ne hisettigini dahi onemseyemiyorum. bazen sana da hayret ediyorum, aynada kendine bakinca nasil oluyor da saatlerce hipnotize olmuyorsun diye. eger sana bakisim 'yansin dunya, su veren itfaiyenin hortumunu sikeyim' hissi veriyorsa, o an ne soyluyorsan ondan mesul etme beni. bir tokatla kendime getir ve bir daha anlat. cunku bu bir kulagimdan girip digerinden cikmasi

diyalog

Bu yazı Melike Sude'ye özel yazılmış bir yazıdır. yavaş yürüyen kalabalık sinirlerini zıplatmıştı hayati'nin. hem kalabalık hem de insanların yavaş yürümesinden dolayı hızının kesilmesini sevmiyordu. evin dışına çıktığı her an gergindi ve hemen eve dönmek istiyordu. bir yerde de haklıydı. dışarısının pahalılığı, kalabalığı falan bir yana her yerde saygıdan yoksun, köydeki yaşantılarını şehirde de devam ettiren sığır sürüleri irite ediyordu kendisini. tüm bunları kafasındaki yüklü sinir bulutlarıyla düşünürken geldiği yere çoktan varmıştı. kız arkadaşı hayati'den önce buluşacakları tatlıcıya varmışlardı. bir önceki gün çok iştahlı bir şekilde soğuk baklava sohbeti geçmişti aralarında ve buluşmalarına da soğuk baklava yiyerek başlamak istiyorlardı.  burnundan soluduğu her halinden belliydi. bir yandan kız arkadaşına da yanlış bir şey söylememek için susuyor, diğer yandan da öfkesine yenilmemeye çalışıyordu. kız arkadaşının sorularına biraz soğuk cevap vermeye başlayınca kızın

anlam

Bu yazı 18.03.2022 tarihinde 20:00'da Melike Sude'ye ithafen yazılmıştır. sadece bana degil, hayata da anlam katiyorsun. varliginin vermis oldugu rahatlik ve memnuniyet ile doguyor gunes her gun. ben de oyle... takvime sen yokken not dusuyorum 'bugunu sensiz gecirdim' diye. seninleyken ne takvimin ne saatin onemi kaliyor. seninleyken tek onemli sey 'biz' oluyor. seninle bir butunun parcasi olmak, hayatta bir anlam oldugunu anlatıyor bana. sen hayatima anlam katiyorsun, hayati anlamlandiriyorsun. hayat, senin icin anlamlaniyor. cicekler, bocekler senin icin yeniden doguyor her gun. senin icin bu ekosistemi ayakta tutuyor her bir hucre. bu hayata sen anlam katiyorsun diye. sadece bana degil, hayat da anlam katiyorsun sude. seni cok seviyorum hayatimin anlami.

değer

Resim
Bu yazı 06.03.2022 tarihinde 22:32'de Melike Sude'ye ithafen yazılmıştır. senin askina, sevgine, saygina, hayranligina mahzar olmak saniyorum yeryuzunde bulabilecegim en buyuk nimet. yaninda olabilmek, seni opup, koklayabilmek, sana sarilabilmek yerin yedi kat dibinden cikarilan en degerli madenden bile daha degerli, paha bicilemez. seninleyken dunyada oldugumu, gundelik dertleri hatirlamiyorum bile. bana oylesine iyi geliyorsun ki, sensizken ilacsiz kalmis gibi hissediyorum. fakat sonra bir placebo etkisidir ki, varliginla iyilesiyorum. sensiz kaldigimda agresiflesiyorum, sinirleniyorum, duygu dunyamda firtinalar kopuyor. bir uyusturucu bagimlisinin yasadiklarini yasiyor gibiyim. sonra seni dusunuyorum, sevgini, hissettirdigin her seyi kisacasi... seninle huzur buluyorum fakat buldugum huzur, normal bir huzur degil. sadece bu kelime var hissettigimi anlatabilecegim. seni cok seviyorum, sana cok asigim. ve seninle birlikte olmak benim icin cok degerli. seni kimselere degismem,